Dünya’nın Yapısı ve Oluşum Süreci

 

DÜNYA’NIN TEKTONİK OLUŞUMU

Dünya’nın ne zaman, nasıl ve hangi maddelerden oluştuğu, tarih boyunca bilim insanlarının en önemli araştırma konularından biri olmuştur. Bilimsel gelişmelere bağlı olarak 19 ve 20. yüzyıllarda bu konuda çeşitli fikir ve kuramlar ileri sürülmüştür. Ortaya atılan bu düşüncelere göre Dünya, günümüzden yaklaşık 4,6 milyar yıl önce kızgın gaz ve toz bulutlarının sıkışması sonucu oluşmuş ve ekseni etrafında dönerek soğumaya başlamıştır. Yoğunluğu ve sıcaklığı fazla olan maddeler Dünya’nın merkezinde toplanmış, az olanlar ise dış kısmında kalmıştır. Bunun sonucunda Dünya; yoğunluk ve sıcaklık bakımından yer kabuğu, manto ve çekirdek olmak üzere üç katmandan oluşmuştur. Bu katmanlara geosfer adı verilmektedir.

Jeolojik olayların ve oluşumların tarihlendirildiği, kayaçların yaşının saptandığı çalışma alanına jeokronoloji denir. Metamorfik (başkalaşım) kayaç olan Acasta Gnaysları, dünyada şu ana kadar tespit edilen en yaşlı kayaç türüdür. Kanada’nın kuzeybatısında bulunan Great Slave Lake yakınlarında bulunan bu kayaçların 4,03 milyar yıl yaşında olduğu hesaplanmıştır.

1. Dünya’nın İç Yapısı

Dünya’nın Katmanları

Yer Kabuğu
• Farklı özellikteki kayaçlardan oluşan yer kabuğuna litosfer ya da taş küre adı verilir.
• Yoğunluk, sıcaklık ve kalınlığı diğer katmanlardan daha azdır.
• Ortalama kalınlığı 35 km olup okyanusların altında kalınlığı az (yaklaşık 8-10 km), kıtaların altında ise fazladır (bazı yerlerde 70 km’ye kadar).
• Sial (granitik kabuk) ve sima (bazaltik kabuk) olmak üzere iki farklı katmandan oluşur.
• Yer kabuğunun üst kısmında bulunan sial katmanına kıtasal kabuk da denir. Bileşiminde silisyum ve alüminyum elementleri çoğunlukta olduğu için bu katmana sial adı verilmiştir.
• Sial katmanının altında bulunan sima katmanına okyanusal kabuk da denir. Bileşiminde silisyum ve magnezyum elementleri çoğunlukta olduğu için bu katmana sima adı verilmiştir.

Manto
• Yer kabuğunun altından başlayıp yaklaşık 2900 km derinliğe kadar uzanır.
• Dünya’nın toplam hacminin yaklaşık %84’lük kısmını oluşturur.
• Bileşiminde magnezyum ve demir elementleri daha fazladır.
• Bazı özellikleri birbirinden farklı olan üst ve alt manto şeklinde iki katmandan oluşur.
• Yer kabuğunda meydana gelen tektonik kökenli olayların kaynağıdır.
• Sıcaklığı, 2000-5000 °C arasında değişmektedir.
• Yer kabuğuna yakın olan üst kısmına astenosfer adı verilir.

Çekirdek
• Mantodan sonra yaklaşık 2900-6370 km arasında yer alan ve Dünya’nın merkezinde bulunan katmandır.
• Yoğunluğu, sıcaklığı ve kalınlığı en fazla olan katmandır. Yüksek oranda demir ve nikelden oluşur.
• Yapısında daha çok nikel ve demir bulunduğu için bu katmana nife ya da ağır küre de denir.
• İç ve dış çekirdek olmak üzere iki katmandan oluşur.
• Üzerindeki katmanların basıncı nedeniyle iç çekirdeğin katılaştığı düşünülmektedir.
• İç çekirdekte sıcaklık 6000 °C civarındadır.
• İç çekirdekteki yüksek sıcaklığın etkisiyle dış çekirdeğin ergimiş hâlde olduğu tahmin edilmektedir.


2. Levha Tektoniği

Üzerinde yaşadığımız yer kabuğu, uzaydan bakıldığında tek bir parçadan oluşmuş gibi görünür. Ancak son yüzyılda yapılan araştırmalar, yer kabuğunun yapboz gibi parçalardan oluştuğunu göstermektedir. Yer kabuğunu oluşturan bu parçalara levha adı verilir. Okyanusal, kıtasal ve okyanusal-kıtasal nitelik taşıyan levhalar, on iki adet büyük ve çok sayıda da küçük parçadan oluşmaktadır. Levhalar, tıpkı suyun üzerinde yüzen bir sal gibi manto üzerinde hareket hâlindedir.


Levhaların hareket etmesiyle ilgili birçok kuram ileri sürülmüştür. Bu kuramların en bilineni, 1915 yılında Alfred Wegener (Alfiret Vegener) tarafından ortaya atılan Kıtaların Kayması Kuramı‘dır. Buna göre kıtalar, başlangıçta Pangea adı verilen tek kara parçasından oluşmakta; Pangea’yı çevreleyen okyanusa da Panthalassa (Pıntalasa) denilmekteydi. Zaman içerisinde yer kabuğunun hareket etmesiyle Pangea ikiye ayrıldı ve kuzeyde Laurasia (Lavrasya), güneyde ise Gondwana (Gondvana) adı verilen kıtalar oluşmuştur. Bu kıtalar arasına suların dolmasıyla da Tethys (Tetis) Denizi meydana gelmiştir. Levhaların hareketi ile yer kabuğu parçalanarak yeryüzü bugünkü görünümünü almıştır. Levha hareketleri bugün de devam ettiği için yeryüzü değişmeye devam edecektir. Levhalar, her yıl santimetrelerle ifade edilebilecek kadar küçük ölçüde ve yavaş hareket etmektedir. Bu nedenle insanlar bahsedilen hareketleri hissetmez, sadece bilimsel yöntemlerle ölçebilirler.

A. Wegener’in kuramı, 1950 yılında geliştirilerek Levha Tektoniği Kuramı adını almıştır. Bu kurama göre levhaları hareket ettiren güç mantodan gelir. Örneğin suyla dolu bir tencere ısıtıldığında ısınan su yukarı, üstte soğuyan su ise aşağı doğru hareket eder. Burada olduğu gibi çekirdeğin sıcaklığından dolayı manto içerisinde ergimiş hâlde bulunan maddelerde benzer bir hareket başlar. Bu harekete konveksiyonel akımlar denir. Levhalar, bu akımların etkisiyle hareket eder. Levhaların hareketleri; yaklaşma, uzaklaşma ve yanal yer değiştirme olmak üzere üçe ayrılır.


Nüfus Piramitleri ve Özellikleri

NÜFUS PİRAMİDİ ve ÖZELLİKLERİ

Nüfusun cinsiyete göre yaş gruplarına dağılımını gösteren grafiklerdir.
Bir yerin nüfus piramitlerine bakılarak o yerdeki nüfus özellikleri, nüfus hareketleri, nüfusun yaş, cinsiyet ve ekonomik durumu hakkında bilgi sahibi olunabilir.
Nüfus piramitleri ülkelerin gelişmişlik düzeylerine göre farklılıklar gösterir.
Nüfus piramitleri;

a. Gelişen
b. Durağan
c. Gerileyen
d. Orta Tip

Olmak üzere dört gruba ayrılır.

NÜFUSUN YAŞ GRUPLARINA DAĞILIMI
Nüfus piramitlerinde;
• 0-14 yaş aralığı genç nüfusu
• 15-64 arası yaş aralığı olgun nüfusu
• 65 ve üstü yaş aralığı ile yaşlı nüfusu gösterir.
• Bu piramitlerde 0-14 yaş aralığındaki genç nüfus ile 65 ve üstündeki yaş aralığındaki yaşlı nüfus bağımlı nüfusu gösterir.
Ancak gelişmemiş ülkelerde işsizliğin fazla olması dolayısıyla bağımlı nüfusun içine olgun nüfusunda girmesine neden olur.
• Gelişmemiş ülkelerin nüfus piramidinde genç nüfusun fazla yaşıl nüfusun az olduğu görülürken gelişmiş ülkelerde bu durumun tersine genç nüfusun az yaşlı nüfusun fazla olduğu görülür.



NÜFUSUN CİNSİYETE GÖRE DAĞILIMI
Nüfus piramitlerinin sağ tarafı genelde kadın nüfusu sol tarafı ise erkek nüfusu gösterir.
Gelişmiş ülkelerde yaşlı nüfusun içinde kadın nüfus oranının fazla olduğu, gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde ise erkek nüfus oranının fazla olduğu görülür.
Yine gelişmemiş ülkelerde işsizlik dolayısıyla daha çok erkeklerin göç etmesi bu ülkelerin nüfus piramidinde kadın nüfus oranının daha fazla olmasına yola açar.

FARKLI NÜFUS PİRAMİTLERİ

1. Gelişen Nüfus Piramidi
(Düzgün Üçgen Şeklinde Piramit)

Nüfus piramitleri incelenirken piramidin tabanına ve tavanına bakılmalıdır. Çünkü piramit tabanı doğum oranlarını gösterirken tavanı ise yaşlı nüfusu yani ölüm oranını gösterir.
Bu piramitte olduğu gibi tabanın geniş olması doğum oranlarını, tavanın dar olması ölüm oranlarının yüksek olduğunu gösterir. Dolayısıyla bu piramit Bangladeş, Somali, Afganistan gibi geri kalmış ülkelere ait nüfus piramididir.

2. Durağan Nüfus Piramidi
(Kenarları İçe dönük Üçgen Şeklinde Piramit)

Bu piramit doğum oranlarının fazla olduğu ancak çocuk ölümlerinin azalmaya başladığı, sağlık ve beslenme koşullarını iyileştirmeye başlayan İran, Nijerya gibi gelişmekte olan ülkelere aittir.

3. Durağan Nüfus Piramidi
(Arı Kovanı Şeklindeki Piramit)

Bu piramit düşük doğum ve ölüm oranlarına sahip İsveç, Danimarka, Belçika gibi gelişmiş ülkelere ait nüfus piramididir.
Piramit tabanının dar olması doğum oranının düşük olduğunu, üst yaş gruplarına doğru daralmaması yaşlı nüfusun fazla olduğunu gösterir

4. Orta Tip Nüfus Piramidi
( Çan Şeklindeki Nüfus Piramidi)

Bu piramit düşük doğum oranlarına sahip ancak son yıllarda doğum oranlarını arttırmaya yönelik politikalar izleyen ABD ve Kanada gibi gelişmiş ülkelere ait nüfus piramididir.

5. Gerileyen Nüfus Piramidi
(Asimetrik Şekilli Nüfus Piramidi)

Bu nüfus piramidi doğum oranı fazla ancak son yıllarda doğum oranını azaltmaya yönelik politikalar izleyen ülkelere aittir. Örneğin Finlandiya

NÜFUS PİRAMİDİ YORUMLAMA

1. Gelişmemiş Ülkelere Ait Nüfus Piramidi

a. Doğum oranı fazladır.
b. Genç nüfus fazladır.
c. Tüketici nüfus fazladır.
d. Bağımlı nüfus fazladır.
e. Yaşlı nüfus azdır.
f. Ölüm oranı fazladır.
g. Nüfus artış hızı yüksektir.
h. Çalışma çağındaki nüfusun yaş ortalaması düşüktür.
i. Çalışma çağındaki nüfusun içinde aktif nüfusun payı azdır.
j. İşsizlik fazladır.
k. Okuryazar oranı düşüktür.
l. Kalkınma hızı yavaştır.
m. Kişi başına düşen milli gelir azdır.
n. Halkın refah düzeyi düşüktür.
o. Nüfusun çoğunluğu birincil ekonomik faaliyet kollarında çalışır.
p. İhracat gelirleri düşük ithalat giderleri fazladır.
q. Dış ticaret açığı vardır.
r. Hammadde satar, mamul madde alır.
s. Sosyal hizmetler gelişmemiştir.
t. Kentleşme oranı düşüktür.
u. Nüfusun çoğunluğu kırsal alanda yaşar.

2. Gelişmiş Ülkelere Ait Nüfus Piramidi

a. Doğum oranı azdır.
b. Genç nüfus azdır.
c. Tüketici nüfus azdır.
d. Bağımlı nüfus azdır.
e. Yaşlı nüfus fazladır.
f. Ölüm oranı azdır.
g. Nüfus artış hızı düşüktür.
h. Çalışma çağındaki nüfusun yaş ortalaması yüksektir.
i. Çalışma çağındaki nüfusun içinde aktif nüfusun payı fazladır.
j. İşsizlik azdır.
k. Kalkınma hızı yüksektir.
l. Kişi başına düşen milli gelir fazladır.
m. Okuryazar oranı yüksektir.
n. Halkın refah düzeyi yüksektir.
o. Nüfusun çoğunluğu ikincil ve üçüncül ekonomik faaliyet kollarında çalışır.
p. İhracat gelirleri yüksek ithalat giderleri azdır.
q. Dış ticaret fazlası vardır.
r. Dış ticaret hacmi yüksektir.
s. Hammadde alır, mamul madde satar
t. Sosyal hizmetler gelişmiştir
u. Kentleşme oranı yüksektir.
v. Nüfusun çoğunluğu kentlerde yaşar.

NÜFUS YOĞUNLUKLARI

1. Aritmetik Nüfus Yoğunluğu:

Bir ülkede yaşayan nüfusun o ülkenin yüz ölçümüne bölünmesiyle elde edilir.
Yüz ölçümü geniş nüfus az ise aritmetik nüfus yoğunluğu azdır. Örnek: Doğu Anadolu Bölgesi
Yüz ölçümü dar nüfus fazla ise aritmetik nüfus yoğunluğu fazladır. Örnek: Marmara Bölgesi

Yukarıdaki şekilde nüfusları aynı olan iki merkezdeki aritmetik nüfus yoğunluğu verilmiştir.
Birinci merkezde km²ye 5 kişi düşerken ikinci merkezde km²ye 2 kişi düşmektedir. Bu farklılıktaki temel sebep yüzölçümlerinin farklılığıdır. O halde aritmetik nüfus yoğunluğunda yüz ölçümünün etkisi büyüktür.

2. Tarımsal Nüfus Yoğunluğu:

Bir ülkedeki ve ya bir bölgedeki tarımla uğraşan nüfusun toplam tarım alanlarına bölünmesiyle elde edilir.
Bölge ve ya ülke dağlıksa bu bölgede tarımsal nüfus yoğunluğu fazladır. Örnek Doğu Anadolu, Karadeniz Bölgesi
Bölge ve ya ülke düzse bu bölgede tarımsal nüfus yoğunluğu azdır. Örnek Marmara Bölgesi

3. Fizyolojik Nüfus Yoğunluğu:

Bir ülkedeki ve ya bir bölgedeki toplam nüfusun toplam tarım alanlarına bölünmesiyle elde edilir.
Bu yoğunluk tarım alanlarının genişliğine ve toplam nüfusa göre farklılıklar gösterir.

Yorumlar